ETOLOJİ ( DAVRANIŞ )

ETOLOJİ ( DAVRANIŞ )

Canlıların dış ve iç çevrelerinden gelen uyaranlara karşı gerçekleştirdikleri faaliyetlerin tümüne davranış denir.

       Dış faktörler: sıcaklık, ışık, nem, yer çekimi, kimyasallar ve fiziksel değişimler olabilir.

       İç faktörler: açlık, susuzluk, yorgunluk, ağrı vb olabilir.

Canlılar değişkenlere verdikleri tepki ve davranışlarla homeostasinin korunması ve canlılıklarının devamını sağlarlar. Homeostasinin korunması için canlı fizyolojik veya davranışsal yanıt verir.

Örnek: aşırı sıcakta terleme fizyolojik tepki, elbisenin çıkarılması ve gölgeye gidilmesi davranışsal tepkidir.

Örnek: Avcıdan korkma fizyolojik tepki, gizlenme veya kaçma davranışsal tepkidir.

Örnek: Soğuk havada titreme fizyolojik tepki, kalın giyinme, elleri ovuşturma davranışsal tepkidir.



Hayvanlarda davranışın kontrolünde sinir sistemi ve iç salgı sistemi, davranışın oluşmasında kas ve iskelet sistemi rol alır. Yavaş tepkiler hormonlarla verilirken hızlı tepkiler sinirsel ve turgorla verilir.

Beslenme, avcıdan kaçma, ,yuva yapma davranışları ile yaşamda kalma şanslarını artırırken, üreme, yavrularını koruma ile türün devamını garanti altına alırlar. Sonradan öğrenilmemiş davranışlara doğal davranışlar denir. Doğal davranışlar kalıtsaldır atalardan alınır. Bu davranışlar otomatik şekilde gerçekleşir ve türe özgüdür.

Örnek: Örümcek yakalayacağı canlıyla hiç karşılaşmasa bile ağ örer ve avını yakalayarak beslenir.

Örnek: Her canlı türü üreme dönemlerinde kendilerine özgü davranışlarla cinsler arasında iletişim kurarlar. Vücut şekli, feromen ve çıkardıkları seslerle karşı cinsin davranışlarında da etkili olurlar.

Bazı kalıtsal davranışlar canlı dünyaya gelir gelmez görülürken bazıları belli bir gelişim evresinden sonra oluşur. Kelebek larvasının besin olarak yaprağı yemesi hemen gerçekleşirken koza örme davranışı belli bir gelişim döneminden sonra gerçekleşir.

 

1-    Türün yaşamda kalmasını sağlayan özgün tepkimeleri vardır.

Deri değişimi esnasında gizlenme

Sincaplarda kış için besin depolama

Ayılarda kış uykusu için uygu yer bulma

2-    Aynı uyaran farklı türlerde aynı davranışın oluşmasına neden olmaz

Akvaryumdaki balık kedi için beslenme davranışı uyaranıdır fakat kafesteki papağan için uyaran değildir.

Euglena için ışık olumlu uyarandır ve ışığa yaklaşır. Amip için olumsuz uyarandır ve ışıktan uzaklaşır.

3-    Bir uyaran her canlı türü için uyaran olmayabilir

UV ışınlar, yüksek – düşük frekanslı sesler ve bazı kokular pek çok canlı tarafından algılanmaz ve bunlar uyaran özelliği göstermez fakat bu uyaranlar pek çok canlı türü için besin bulunması, haberleşme ve üreme için gerekli davranışların oluşumunu sağlar.

4-    Bir canlı türü bir uyarana fiziksel ve fizyolojik olarak hazır olduktan sonra cevap verebilir

İnsanların yürüme, konuşma, üreme davranışları için belli dönemlerin geçirilmesi gereklidir

Yumurtadan çıkan larva belli bir beslenme döneminden sonra koza örer

 

5-    Davranış bireysel veya grupsal gerçekleşebilir

a.  Grupsal:

Göç eden kazlardaki uçuş şeklinin korunması

Saldırı esnasında bizonların kendilerini korumak için çember oluşturması

Japon arılarının kovana saldıran eşek arılarını topluca ürettikleri yüksek ısı ile öldürmeleri.

b. Bireysel:

Bir kuşun yuva yapması

Yuvasına yaklaşan yılanı gören kuşun yaralı taklidi yapması

6-    Canlılar kendine ulaşan pek çok uyarandan sadece kendisi için anlamlı olan uyarana cevap verir.

Kurbağaların hareket eden böcekleri yakalaması hareketsizlere tepki vermemesi

Akbabaların ölü hayvan vücutlarına yönelmesi, Kartalın canlı hayvan vücuduna yönelmesi

7-    Canlılar geliştikçe davranışları da karmaşıklaşır.

a.  Tek hücrelilerde davranış 

Tek hücrelilerde davranışların tümü kalıtsaldır. Davranış sil, kamçı hareketi, ameboid hareket endospor ve kist oluşumu şeklindedir. Tek hücrelilerde uyarana yaklaşma ve uyarandan uzaklaşma şeklinde gerçekleşen davranışlara taksi (Göçüm) denir. Taksi davranışı uyarana yaklaşma (Pozitif taksi) veya uyarandan uzaklaşma (Negatif taksi) şeklinde gerçekleşir.

Uyaran çeşidine göre taksiler

       Işık: Fototaksi

       Kimyasal: Kemotaksi

       Su: Hidrotaksi

       Isı: Termotaksi şekillerinde olur.

 

I-          Bitkilerde davranış 

Bitkilerde çimlenme, çiçek açma, yaprak dökme, tropizma ve nasti bitkilerde görülen önemli davranışlardır. Uyaran ışık, ısı, su, kimyasallar ve travmalar olabilir. Tepkilerin verilmesinde hormonlar düzenleyicidir. Tepki ise mitoz, turgor değişimi veya asimetrik büyüme ile gerçekleşir.
Yapılan çalışmalar bitkilerinde belli bir alanda ürettikleri özel salgılarla birbirlerinin metabolizmalarını kontrol ettikleri görülmüştür. Ayrıca etilenin etkisinde unutmamak gerekir.

Bitkilerde nasti ve tropizma kalıtsal davranışlardır.

1-    Tropizma(Yönelim):

Asimetrik büyümeler sonucu gelişir.Hormonların dağılımında görülen asimetri sonucu, dengesiz turgor ve hücre bölünmeleri ile gerçekleşir.Yavaş gerçekleşen davranıştır. Bu durum bitkinin farklı kısımlarının hormonlara farklı cevap vermesinden kaynaklanır. 
Tropizmada daha çok uç meristeminden salgılanan oksin hormonu etkilidir. 

Örneğin uç kısımdaki oksin hormonu ışık varlığına göre farklı dağılım gösterir Bu durum bitkide yönelmeyi gerçekleştirir. Oksinlerin dağılımı karanlıkta ve ışığın tepeden geldiği durumlarda dengelidir. Bu yüzden bitkide her hangi bir yönelme görülmez, ancak eğer ışık bir yönden geliyorsa ışığın geldiği yönde oksin miktarı az, ışığın geldiği tarafın karşısında oksin miktarı fazladır

a.  Fototropizma (Uyaran: ışık) Gövde pozitif tepki kök ise negatif tepki verir.

b. Jeotropizma (Uyaran: Yerçekimi) Gövde negatif kök ise pozitif tepki verir. Bataklık ve sulak ortam bitkilerinin bazı kökleri negatif jeotropizma gösterir. Bu tip kökler havalandırma kökleri olarak adlandırılır ve bataklık toprağında O2 nin az olmasından dolayı köklerin gaz alış verişinde rol alırlar. 

c.  Hidrotropizma (Uyaran: Su) Kökler pozitif hidrotropizma göstererek suyun fazla olduğu ortamlara doğru yönelirler.

d. Kemotropizma (Uyaran: Kimyasallar=asitler, bazlar, gübre) Kökler kimyasallara karşı pozitif (Gübre) veya negatif (Asit) tropizma gösterirler.

e.  Travmatropizma (Uyaran: Yaralanma) Kökler yaralanmaya neden olan faktörlere karşı negatif tropizma gösterir.

f.   Haptotropizma (Uyaran: Temas) Sarmaşık ve fasulyenin sülük gövdelerinde değmeye karşı pozitif tropizma gösterir.

2-    Nasti (İrkilme): Bazı bitkiler ise uyartıların yönüne bağlı olmaksızın çok hızlı tepki gösterebilirler. Bu tür davranışlarında etken olan faktör turgor olayıdır.

Örnek: Küstüm otunun duyarlı yaprakları dokununca hemen kapanır. 

Örnek: Böcek yiyen bitkilerin çiçeğine böcek konunca çiçeğin yaprakları hemen kapanır. 

Bu hareketler turgor basıncındaki değişmelerle düzenlenir ve nasti hareketleri adını alır.

Uyaranın yönüne bağlı olmaksızın gerçekleşen tepki tarzındaki hareketlerdir.Uyarana göre adlandırılır.

       Fotonasti…….(Uyaran: Işık):Papatya çiçeklerinde

       Termonasti….(Uyaran: Isı):Çiğdemin yaprak hareketlerinde

       Sismonasti….(Uyaran: Sarsıntı, Değme):Küstüm otunda

       Tigmonasti….(Uyaran: Dokunma):Böcek kapan bitkilerde

 

II-       Hayvanlarda Davranış

1-Doğal-Genetik (Doğuştan gelen) davranışlar

a)      Refleksler (Kalıtsal -Şartlı)

b)      İçgüdüsel davranışlar

2-Öğrenilmiş davranışlar

Açıklamalar

Anahtar uyaran: İçgüdüsel davranışın başlamasını ve zincirleme devam ettiren uyarandır. Yırtıcının veya annenin sesi, dişinin veya rakibin kokusu, sıcaklık azalması, günlerin kısalması, gece karanlığı vb uyaranlar canlılarda uyarı oluşturur. Hayvanlarda bu uyarılar özel davranışların gerçekleşmesine neden olur. Ancak bir uyaran bir tür için anlamlı iken başka bir tür için anlam taşımayabilir. Her çevresel değişken uyaran özelliği taşımayabilir

Şartlanma: Hedefe ulaşmak için yapılması ve yapılmaması istenen davranışların kazandırılması. Spontane davranış uyaran koşulu olmadan kendiliğinden oluşan davranış

Örnek: heyecan, hiddet, uyuma, uyanma

1-    Doğal-Genetik (Doğuştan gelen) davranış

Bu davranışlardan bazıları doğar doğmaz yapılırken

Örnek: solunum bazıları belirli bir döneme girildiğinde yapılır.

Örnek: Koza örme

a.  Refleks:

Canlılarda dışarıdan gelen etkilere verilen ani ve değişmez tepkilere refleks denilir.

Refleks hareketleri beyne ulaşmadan, omurilik tarafından yönetildiği için hızlıdır. Sinir sistemine sahip tüm canlılarda refleks davranışı vardır. Bilinç dışı gerçekleşir. Kalıtsal ve türe özgüdür. Değişebilirler Örneğin insanın dizine vurulursa bacak öne doğru hareket eder (diz kapağı refleksi), kurbağanın bacağına asit değdirilirse hemen bacağını çeker

b. İçgüdüsel Davranış:

Belli bir içgüdü davranışı bir seri faaliyeti içine alır. Örneğin kuşların yuva yapma içgüdüleri yuva yapımında kullanılan malzemelerin bulunması, uygun yuva alanına taşınması, kendilerine özgü yuva şeklini yapma gibi birçok faaliyeti kapsar. İçgüdü şeklindeki davranışlarda bir organizma belli bir uyartıya karşı daima aynı şekilde tepki gösterir. Çevresel etkiler içgüdüsel davranışları etkilemez. İçgüdüsel davranışların şekli türe özgüdür. İçgüdüsel davranışa bakılarak hayvanın hangi türden olduğu saptanabilir. Benzer içgüdüsel davranışlara bakılarak hayvanlar arasındaki kalıtsal yakınlıklar ve evrimsel özellikler saptanabilir.

2-    Öğrenilmiş Davranışlar

İçgüdüsel davranışlar öğrenmeyle değişebilir,farklı şekillere dönüşebilir. Öğrenilmiş davranışlar doğuştan kazanılmış davranışlardan farklıdır. Çünkü hayvan yeni durumlara karşı, yeni tepkiler geliştirir ve bu tepkileri uzun süre hatırlar. Öğrenme çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir

a.  Alışkanlık yoluyla öğrenme: 

Bir hayvan belli aralıklarla tekrar tekrar aynı şiddette bir uyarana maruz kalırsa, gösterdiği tepki yavaş yavaş azalır ve sonunda o uyarana tepki göstermez.

Örneğin; örümceğin ağına çubukla dokunulursa, hayvan hemen dokunulan yere hızla hareket eder. Aynı hareket sürekli tekrarlanırsa, örümceğin belli bir zaman sonra hiç tepki göstermediği görülür.

b. Şartlanma yoluyla öğrenme: 

Bu çeşit öğrenme Pavlov’un köpekler üzerinde yaptığı deneylerle ispatlanmıştır.

Pavlov, bir köpeğe besin verdiğinde ağzında salya salgısının arttığını gözlemlemiştir. Sadece zil sesi duyurulduğunda köpek salya salgılamaz. Pavlov köpeğe besin verdiği anda zil çalmış ve bu işlemi birçok kez tekrarlamıştır. Bu şekilde birçok deneyden sonra köpeğin zil sesini işittiği zaman besin verilmediği halde salya salgıladığını görmüştür. Böylece araştırıcı yeni bir refleksin geliştiğini göstermiştir.

Burada şartlı refleks meydana gelirken, bir uyaranın yerini diğerinin aldığını hatırda tutmak gerekir. Yani bir A uyaranının, B tepkisini meydana getirdiğini kabul edelim. Eğer C uyaranının da B tepkisini meydana getirmesi sağlanırsa, C uyaranı A uyaranının yerini almış olur. Hayvan bu uyarana karşı, tıpkı eski uyarana gösterdiği şekilde tepki gösterir.

c.  İzlenimle öğrenme: 

Bu tip öğrenme daha çok yeni doğmuş ya da yumurtadan yeni çıkmış yavrularda görülür. Bu çeşit öğrenmeyle ilgili yapılan bir deneyde ördek yavruları üzerinde çalışılmıştır. Araştırıcı kuluçka makinesindeki yumurtadan çıkan yavruların önünde çömelerek ve ördek gibi ses çıkararak iki yana sallanarak yürüdüğü zaman genç yavruların kendisini izlediklerini görmüştür. Daha sonra yavrular gerçek ördeğin yanına götürülse bile, yine ördek sesi çıkaran insanı takip etmişlerdir. Bu çalışmalar genç yavruların ilk gördükleri hareketli ve sesli şeyleri takip etmeyi izlenimle öğrendiğini göstermektedir.

d. Deneme – yanılma yoluyla öğrenme: 

Bir hayvanın yeni bir durum karşısında, meydana gelecek iki tepkiden doğru olanını seçmesi ödül verilerek sağlanır. Hayvan cezalandırılarak yanlış seçmeler önlenir. Çoğu organizma birçok denemeden sonra doğru seçim yapmayı öğrenmiştir.

Toplumsal Grupların Önemli Özellikleri:

       Sosyal hiyerarşi

       Topluluğun kılavuzları vardır.

       Güçlü bir iletişim ve haberleşme ağı vardır.

       Toprağa bağlanma, yayılma, avlanma alanları vardır.

Bu özellikler topluluğun yaşama şansını arttırır. Bireyler arasındaki çatışmayı azaltır. Enerjinin ve zamanın boşa harcanmaması sağlanmış olur.

       Hayvanlar arası iletişim türe özgü yollarla (koku, ses, hareket ve organların şekli değiştirmesi vb) sağlanır.

       Hayvanların davranışlarındaki koordinasyon kalıtsal, sinirsel ve hormonsal olmak üzere üç şekilde gerçekleşir

Hayvan gruplarının sağladığı faydalar

       Korunma

       Beslenme

       Üreme

       Enerjinin verimli kullanımı

Hayvanlar arası haberleşme şekilleri

       Sesle: Her tür özgün sesi ile eş bulma, tehlikeyi bildirme, besinin bulunduğu yere çağırma gibi özel davranışlar sergilerler

       Özel hareketlerle: Kabarma, belli organları (kanat, kuyruk, baş, kulak vb) hareket

 

Biyolojik saat

Belirli aralıklarla tekrarlanan davranış şekillerini ifade eder. Bu davranışlar, günlük, aylık, mevsimlik, yıllık olabilir. İnsanın fizyolojik etkinliklerinin çoğu, günlük ritimler gösterir. 
Son araştırmalara göre bu özellik, beyinde bulunan ve pineal bez denilen ışığa duyarlı bir yapı tarafından düzenlenmektedir. Bu yapı, ışığın azalmasına bağlı olarak melatonin denen bir hormon salgılar. Melatonin seratonin hormonundan ışığın olmadığı durumlarda üretilir. Salgılanması karanlıkta artar, ışıkta durur. Bu yolla uyku ve uyanıklılık zamanı ayarlanır. Melatonin canlıdaki düzenleyici rolünü engellemelerle yapar.

Örnek: Yaban hayatta günlerin kısalması melatonin hormonunun döngüsel salgılanma süresini artırdığı için üreme sistemine olumsuz etki yaparak üreme etkinliğini durdurur. 

Örnek: Akşam saatlerinde salgılanan melatonin bireyin metabolizmasının düşmesi ve uyumaya hazırlanması yönünde etki eder.

Bu yazının kalıcı bağlantısı https://www.biyolojidersim.com/etoloji-davranis/

Görüş ve eleştirilerinize en kısa zamanda cevap verilecektir.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.